TR
  • English
  • Türkçe
  • русский язык
  • українська
  • العربية
  • español, castellano
  • Français
  • Deutsch
  • dinle

    Elazığ

    Çırçır Şelalesi 

    Çırçır Şelalesi, Keban Barajı’nın yapımı sırasında oluştuğu için “dünyanın en genç şelalesi” olarak da tanımlanıyor. 1974 yılından beri Fırat Nehri’nin sularının yer değiştirmesinin oluşturduğu basınç sonucunda doğal kaynak sularının bu noktada yeryüzüne çıkması ile görsel bir şölen sunuyor. Serin sulara ve yeşil bir doğaya sahip şelalede alabalık üreticiliği yapan bir restoran da var!

    Elazığ Halk Oyunları ve Türküleri (Çaydaçıra Türküsü)

    Tüm dünyada “Mumlu dans” olarak bilinen Çaydaçıra, Elazığ'a özgü bir halk oyunu. Bu oyun, düğünlerde, kına gecelerinde ve belli başlı eğlencelerde mutlaka oynanır. Her iki elde tutulan tabaklar içerisinde kına çamuruna dikilmiş yanan mumlarla oynanan kıvrak ve neşeli bir oyundur. Oyun sürekli olarak kendine özgü melodisi ile oynanır.

    Çaydaçıra haricinde Elazığ’da halay da yaygın olarak oynanan geleneksel bir halk oyunudur. Ancak Elazığ’ın “Harput halayı” adı verilen kendine özgü bir halay türü de var. Elazığ’da avreş, keçike, çepik, Temir Ağa, delilo, büyük ceviz, tamzara, Fatmalı, güvercin, şeve kırma, çiftetelli, kılıç-kalkan ve benzeri çok sayıda halk oyunu da izlenmeye değer.

    Osmanlı döneminin divan edebiyatı ve klasik kültürle halk kültürünü birleştiren Harput insanı, günümüz Elazığ-Harput müziğini ortaya çıkarmış. Bugün büyük bir beğeni ve zevkle söylenen Harput türküleri ve uzun havalarının önemli bölümü Fuzuli, Nedim, Nevres gibi ünlü Osmanlı dönemi şairlerinin eserlerinden alınmış ve bestelenmiş. Bu besteler, yalnız medrese öğrenimi görmüş aydın kişilerce değil, Harputlu vatandaşlarca da dinlenmiş ve beğeni kazanmış. Yemen Türküsü, Meteris’den İneydim, Hayriye, Kövenk, Mamoş, Mezire’den Çıktım, Saray Yolu, Al Almayı, Yoğurt Koydum Dolaba, Dersim Dört Dağ İçinde, Sinemde Bir Tutuşmuş, Aş Yedim Dilim Yandı, Bir Ah Çeksem, Bir Şuh-i Sitemkâr, Yüksek Minare, Göremedim Alemde, Necibem, Havuz Başının Gülleri, Evleri Uçta Yarim, Gelin Ağlar, Harput’tan Aldım Bakır, Elazığ Uzun Çarşı vb. yüzlercesini sayabileceğimiz bu türküler, Elazığ ziyaretçilerini hüzünden sevince değişik duygular içinde bir tarih ve kültür yolculuğuna çıkarır.

    Kürsübaşı Geleneği 

    Kürsübaşı Geleneği, eski Harput evlerinde kış mevsiminde kullanılan, âdeta soba görevi yapan özel olarak düzenlenmiş kürsü etrafında ısınmak, sohbet etmek ve eğlenmek amacıyla bir araya gelinmesi ile ortaya çıkmış. Zamanla bu isimle anılan toplantılar, sohbetler, ziyafetler, yarışmalar, müzikli eğlenceler, halk hikâyeleri anlatımları gibi hem yerel halkın kış günlerinde bir araya gelerek eğlenmesi hem de Elazığ kültüründe yer alan geleneksel öğelerin yaşatılması için önemli bir faaliyet hâline gelmiş. Bu gelenek, 2010 yılından beri UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alıyor.

    Elazığ Efsaneleri 

    Elazığ efsaneleri, yöre halkının doğal olaylara ve insanlar arasındaki ilişkilere zengin hayal gücü ve bakış açısını yansıtır. Al Karısı, Ahmed-i Peyki’nin Kerameti, Fırat-Murat ve Aras Nehirleri, Bacı Kardeş, Beyzade Efendi, Dipsiz Göl, Peri Kızı bu efsanelerden yalnızca birkaç tanesi. Çaydaçıra oyununun ortaya çıkışının bile günümüzde bilinen üç efsanesi bulunuyor.

    Elazığ Devlet Klasik Türk Müziği Korosu

    Elazığ Devlet Klasik Türk Müziği Korosu, 1991 yılından itibaren konserlerinde çeşitli bestecilerin eserlerini icra etmekte ve halk müziği ezgilerini klasik müzik tarzında yorumlamakta. Çeşitli klasik müzik faaliyetleri ile koro, Elazığ’da yapılabilecek aktivitelere de farklı bir tarz ve seçenek ekliyor.